Araba Sevdası
Bihruz Bey bir Osmanlı paşasının oğludur.Gezmeyi,Mösyö
Piyer’den öğrendiği yarım yamalak Fransızcasıyla ve şık giyimiyle gösteriş
yapmayı seven, şımarık, sorumsuz bir gençtir.Babasının ölümünden sonra
kendisine kalan parayla da artık bu sorumsuzluğu ve savurganlığı iyice artmıştır.
Babasının
mirasını gereksiz her türlü şeye harcayan ve bunlarla hava atan Bihruz Bey
Çamlıca’da yeni bir gezinti yeri açılacağını duyar.Açılış günü için yeni atlar
sipariş eder ve yeni kıyafetler alır.Açılış günü geldiğinde erkenden Çamlıca’ya
gider.Bihruz Bey’in asıl amacı insanlara kendini gösterip hava atmaktır ancak orada
gördüğü güzel,iyi giyimli ve tahminine göre asil bir ailenin kızı olan sarışın
bir kız onu bu amacından alıkoyar.Ona ilk görüşte aşık olan Bihruz Bey onunla
konuşmak için yanına gitmeye karar verir.Hemen bir çiçek koparıp sarışın kızın
yanına gider ve Fransızca ona iltifat eder ancak sarışın kız Bihruz Bey’in
düşündüğü gibi soylu bir aileden gelmemekte ve Fransızca bilmemektedir.Bu yüzden
kız Bihruz Bey’in söylediklerinden çok farklı anlamlar çıkartır ve şaşkınlıkla yanındaki
arkadaşıyla neden böyle şeyler söylediğini konuşarak oradan uzaklaşır.Ama kıza
aşık olan Bihruz Bey onu takip eder ve gelecek hafta tekrar geleceğini
öğrenir.Bunun üzerine gelecek hafta tekrar gelip ona aşkını itiraf eden ve bu
kadar asil birine yakışır bir mektup yazmaya karar verir.Kitaplardan kopya
çekerek kendisinin bile zor anladığı ve hatta bazı yerlerini anlayamadığı bir
mektup yazar.Ertesi hafta sarışın kızın arabasını görür, yanına gidip mektubu vermek
ister ama araba yavaşlamaz.Bihruz Bey ise mektubu vermek için arabanın peşinden
koşar.Onun bu durumuna üzülen sarışın kızın arkadaşlarından biri mektubu
alır.Bihruz Bey sarışın kızın bu mektuptan etkileneceğinden emindir ama mektubu
verdikten sonra onu bir daha göremez.Mektupta bir problem olduğunu düşünür ve
bilmediği kelimerlerin anlamlarını arkadaşlarına sorar.Mektupta geçen siyah
çerde kelimesinin esmer anlamına geldiğini öğrenir ve bu hatasından ötürü
kendini affettirmek için kızı aramaya başlar.Ama kızı hiçbir yerde göremez.Bir
gün Bihruz Bey yine bir gezintiye çıkmışken arkadaşı Keşfi Bey’i görür.Keşfi
Bey’in Bihruz Bey’in aşkından haberi vardır.Bundan cesaret alan Bihruz Bey
Keşfi Bey’e sarışın kızı görüp görmediğini sorar.Keşfi Bey ona sarışın kızın
öldüğünü,ailesini yakından tanıdığını, bir de ablası bulunduğunu söyler.Bihruz
Bey bunu duyunca kahrolur.Arabalara duyduğu ilgiyi yitirir, yediği yemeklerden
zevk almamaya ve arkadaşlarıyla daha az görüşmeye başlar.Üzüntüsünü yenmesinin
tek bir yolu olduğunu düşünür o da sarışın kızın mezarını bulmaktır.Mezarın
yerini bilen birini ararken sevdiği sarışın kıza çok benzeyen birini görür.Onun
ablası olduğunu düşünür ve mezarın yerini öğrenmek için yanına konuşmaya gider.
Güçlükle, birkaç kelime geveleyerek kıza olan sevgisini anlatır ve mezarın
yerini sorar. Bu soruya karşılık olarak kız ona aşık olduğu sarışın kızla
karşılaştıkları günü ayrıntılarıyla anlatır.Bihruz Bey bunu nasıl bildiğini
düşünürken kız ona kardeşinin olmadığını, o gün parkta sevdalandığı kızın
kendisi olduğunu alaylı bir biçimde söyler.Bu durum karşısında çok utanan
Bihruz Bey ise bir arabaya binip oradan uzaklaşır.
Yorum Gönder